Hakikatte
kadınlar, bu alem içinde başka bir alemde yaşarlar. İçine aşklarını ve
büyülerini üfledikleri bir alemdir bu. Erkekler biteviye o alemi
hırpalar, yıkar. Kadınlar ise yeniden üfleyerek nefesleriyle kurarlar o
alemi. Kadınlar, erkekleri de üfleyerek var ederler. Bir erkek, bir
kadının nefesi kadardır; başka hiçbir şey değildir. Pek nadiren bir
erkek çıkar, bir kadının nefesiyle var ettiği aleme sadece hayret
etmekle mesul olduğunu anlar. Yazık ki o nadir rastlanan erkeklerin de
hep peşinden gidecek bir şeyleri vardır. Bir savaş, bir tanrı, bir
hikaye. Muhakkak onları sürükleyip götüren bir şey. Ve biz onları
bekleyecek değiliz. (Madam Lilla) -Ece Temelkuran -
Ece
Temelkuran’ın genelde köşe yazılarını okurdum, bu okuduğum ilk romanı.
Hiç bitmesin istediğim büyülü bir hikayeye ve akıcı bir anlatıma sahip.
Tunus’ta tesadüf eseri tanışan ve bir adamı öldürmek için çölü geçmeye,
her türlü tehlikeyi göze almaya karar veren 4 kadın, 4 farklı hikaye.
Aşk bir tereddüt anında gelir hanımlar. Bir küçük tökezleme ve işiniz biter. (Madam Lilla) -Ece Temelkuran -
Aslında
tüm öykü 3 genç kadının gizemli Madam Lilla ile karşılaşmaları ile
başlıyor. Madam Lilla, tabiri caizse feleğin çemberinden geçmiş, güçlü,
herkesi kendine hayran bırakmayı başarabilen, erkeklere boyun eğmeyen,
dimdik duruşlu bir kadın. 70’li yaşlarda. Gençliğinde
tek bir erkeğe aşık olmuş ve tüm hayatını o erkekten intikam almak
üzere kurgulamış. Ve Madam Lilla, hayattan bezmiş bu üç kadını intikam
yolculuğuna birlikte çıkmaya ikna eder ve serüven başlar.
Hanımlar,
bu yolculukta öyle hadiseler cereyan edecek ki sersemleyeceksiniz.
Sersemlemek iyidir. Zihniniz bulanır, kalbiniz böylece berraklaşır.
Yapmanız lazım gelenler ortadan kalkınca, olmanız lazım gelen kadınlar
olacaksınız. Etrafınıza bakın. Göreceksiniz ki hayat bizim nefesimizde.(
Madam Lilla) -Ece Temelkuran –
Bence hepimizin içinde birazcık Madam Lilla var, sadece bunun farkında değiliz…
Read More