10 Temmuz 2013 Çarşamba
Bodrum Bodrummm...
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın dediği gibi “Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin, sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin. Senden öncekiler de böyleydiler, akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler.”
Bodrum, her seferinde yeniden aşık olduğum, terk etmek istemediğim, keşke buraya yerleşsem, tüm hayatımı burada yaşasam dediğim yer.
Jet hızıyla geçen birkaç günlük tatilden geriye güzel anılar kaldı. Yeni yerler keşfetmek isteğiyle birlikte bu sene plaj keyfimizi yaşamak üzere Ortakent- Yahşi Beldesi’ndeki Kefi Beach’i tercih ettik. Personeli, yiyecek servisi ve ortamıyla memnun kaldığımız, huzur dolu sakin bir plaj.
Plajdan dönerken mutlaka Bitez dondurmacısına uğrayıp özellikle de şeftali ve madalinalı dondurmayı denemenizi tavsiye ederim.
Bodrum onlarca eğlence seçeneği sunan, hızlı bir gece hayatına sahip. Şansımıza Marina Yacht Club’ta Fatih Erkoç’un sahne aldığı bir güne rast geldik. Sesi, tarzı, duruşu inanılmaz. Bence kaliteli müzik seven herkes en az bir kez Fatih Erkoç’u canlı dinlemeli. Özellikle de İtalyanca seslendirdiği Adagio, bir efsane…
Eğlence demişken, kocaman kırmızı avizesiyle markalaşan Fink’e uğramamak, muhteşem kokteylleri ve shotlarını içmemek, iyice eğlenmeden dönmek olmaz…
Uğramamız gereken yerler arasında bir de “Karadeniz Yunuslar Pastanesi” var. Cennet gibi vitrinini görmeden, nefis meyveli kuplarını tatmadan ayrılmak imkansız.
Son olarak Bodrum merkeze yaklaşık 40 dakika uzaklıkta olan Gümüşlük’te Güneş’in batışını izlemenizi ve deniz kenarındaki balıkçılardan birinde keyifli vakit geçirmenizi tavsiye ederim. Biz sahil boyunca sıra sıra dizilmiş olan balıkçılardan en soldaki Fenerci Restoranı tercih ettik. Deniz ürünleri, mezeleri, güler yüzlü personeli ile keyifli bir mekan.
0 yorum:
Yorum Gönder